“Boltas, yatırımcısı Türk olan bir Alman markasıdır”
4.06.2025 08:07:05 |
Firmasını bu sözlerle tanımlayan Boltas Yönetim Kurulu Başkanı Ulaş Çobanoğlu, “Bu bilinçle yatırımlarımızı planlıyoruz. İtalya’daki depomuzu genişletmek; İtalya, İspanya ve Romanya’da o ülkelerin plakaları takılmış araçlar alacağız” diyor.
Münih Transport ve Logistics Fuarı’nda firmalarımızla görüşmeye devam ediyoruz. Bu seferki konuğumuz Boltas Yönetim Kurulu Başkanı Ulaş Çobanoğlu. Yıllar önce Saffet Ulusoy tarafından kurulan ve daha sonra UND’ye ilhak olan RODER’in son başkanı babası Necmi Çobanoğlu’nun vizyonunu ilk bakışta görüyorsunuz Ulaş Çobanoğlu’nda. Sohbet ilerleyince de, öngörümüzde haklı çıktığımızı anlıyoruz.
ŞAPKA ÇIKARILACAK İŞLER YAPMAK
“Biz, diğerlerinin aksine tek bir yere odaklanmak yerine birçok şeyi bir arada yapabiliyoruz” diye başlıyor sözlerine Ulaş Çobanoğlu ve şöyle devam ediyor: “Türkiye’de ilk swapbody yatırımı yapan, intermodal taşımacılığı ilk hayata geçirenler arasındayız. İlk yıllarımda Saffet Ulusoy’un sözlerini anımsıyorum ‘kutular bizim düşmanımız, bunlarla mücadele etmemiz lazım’ derdi. U.N Ro-Ro’nun kuruluş öyküsü de ardından başlar. Nakliyeciye konteyner gemilerine karşı avantaj oluşturabilmek adına yapıldı o yatırım. Kutuya karşı kendimizi korumamız lazım desek de, ihtiyaçlar değişti. Daha uygun koşullar ve daha uygun navlunla iş yapmak gerekti. Biz de önceleri karşı çıksak da doğrusunu tercih etmek durumunda kaldık. İlk swapbody yatırımı yaptığımızda, U.N Ro-Ro’ya ‘Geminize alır mısınız?’ diye sorunca ‘bu gemi treyler gemisi’ diyerek bizi reddetmişlerdi. Ardından trenle gitsin gelsin denildi. Yatırım yapan arttıkça ve Ekol gibi bir dev firma da, bu işin içine girince, Ro-Ro gemisi, mecburen kabul etmek zorunda kaldı. Biz şimdi o işin yanı sıra, direkt karadan da taşıma yapıyoruz. Gemiyle gidip Trieste’den de, trenle yürüyoruz. İtalyan, Romen plakalı kendi çekicilerimizle transfer edebiliyoruz. Çok fazla varyasyonumuz olduğu için kendimizi ‘şapka çıkarılacak işler yapıyoruz’ diye tanımladık.”BOLTAS firmasının Münih Transport ve Logistics Fuarı ndaki standı hiç boş kalmadı. Yönetim Kurulu Başkanı Ulaş Çobanoğlu, ziyaretçilerle tek tek ilgilenerek gelen soru ve talepleri yanıtladı.
HEDEF, 100 YAŞINA ULAŞABİLEN BİR FİRMA YARATMAK
“Biz, 2019’dan bu yana 45 yaşına giren şirketimizin bir 45 yıla daha ulaşması için ne yapılması gerekiyorsa hepsini yapmaya çalışıyoruz” diyen Çobanoğlu, “Çabamız, bu hikayeyi daha fazla sürdürüp, yarım asırlık markadan 1 asırlık markaya dönüştürmek. Benim çocuğum bu işi yapar mı yapmaz mı bilemem ama kurum olunmak isteniyorsa babadan çocuğa yönetim bana çok doğru gelmiyor. Babam beni bu işe çok yöneltmek istedi. Ben uluslararası ilişkiler mezunuyum. Bana ‘bu işe yatırım yapar mısın?’ diye sorsalardı ‘hayır yapmam’ derdim. 0’dan böyle bir işe girip, bu kadar düşük karlılık, bu kadar zor bir iş bana çok akılcı gelmezdi. Ölçmesi, değerlendirmesi ve raporlaması çok zor bir iş çünkü. Ben 50 yaşındayım, Boltas da, neredeyse 50 yaşında. Ben bu işin içinde büyüdüm. Babam, çift tedrisatlı öğrenim yapılan lise yıllarımda öğleden sonra beni işe getirirdi. O zamanlar çok kızardım ama şimdi ne kadar faydalı olduğunu görüyorum. Süreci görmek, geçmişi bilmek, işlerin nasıl yürüdüğünü anlamak çok önemliymiş. Biraz yaş alıp, işi de kavradıktan sonra büyüklerin bazı kararlarının tartışılması gerektiğini anlıyorsunuz. Savunduklarımın kabul görmediğini anlayınca, ben de başka işler yapmaya karar verdim. Kendi yolumu çizdim ama bir şekilde şartlar ve kader bizi buraya yeniden döndürdü” sözleriyle aktardı kaptanlık köşküne çıkış öyküsünü.
HAKSIZ REKABET KOŞULLARINDAN KAÇMAK İÇİN YATIRIMLAR YURT DIŞINA
Yatırım tercihlerinin yönünü “Boltas’ın yatırım ağırlığı Türkiye’nin dışında her yer olabilir” sözleriyle belirleyen Çobanoğlu, şöyle devam etti: “Yeni yatırımlarımız İtalya, Almanya ya da İspanya’da olacak. Biz kendimizi ‘Türk yatırımı olan bir Alman markasıyız’ diye tanımlıyoruz. Bunun bilinciyle geleceğimizi buna göre inşa edeceğiz. İtalya’da mevcut bir depo yatırımımız var. Onu genişletmek gibi bir düşüncemiz olabilir. Yanı sıra, hem İtalya, hem Romanya ve bulunacağımız diğer ülkelerde araç yatırımı planlarımız var. Yani bir araç alacaksam bu ülkelerde ve o ülkenin plakasını taktığım araçlara yatırım yaparım. Çünkü, elimizde olmayan rekabet şartlarıyla rakiplerimizle boy ölçüşmek zorunda kalıyoruz. Ülkemizin hala çözülemeyen belge ve vize problemleri var. Yatırımlar böyle yapılınca da, bu sorunları bypass etmiş oluyorsunuz. Çok uzun yıllardır o bölgelerde olduğumuz için aşinayız ve tedirgin olmuyoruz. Araç alırken ya da depo yatırımı yaparken bizi tedirgin eden bir durum yok.”
“DERNEKLER DAHA GÜÇLÜ POZİSYON ALMALI”
Boltas Yönetim Kurulu Başkanı Ulaş Çobanoğlu, Avrupa’ya ulaşmanın en hızlı ve ekonomik yolu olan Ro-Ro taşımacılığı ile ilgili görüşlerini de şu sözlerle değerlendirdi: “U.N Ro-Ro’nun kuruluşu tamamen Türk nakliyecisine hizmet içindi ve çok doğru bir yatırımdı. Burada Saffet Ulusoy’u minnetle anmak gerekir. Tabii sonradan bu işi yürüten ve büyüten büyüklerimizin de emeği geçti. O dönemlerde yapılan gerçekten Türk nakliyecisine hizmetti. Asla kimseye ayrıcalıklı davranılmıyordu. Onu öne geçirelim, bunu tutalım hiç yaşanmadı. O güzel yapıya teklif geldi ve iyi de bir fiyata satıldı. Bu meslek şimdi olduğu gibi o zaman da zordu. Onlar da, yaptıkları işten bu paraları kazanmalarının çok da mümkün olamayacağının bilinciyle satışa razı geldiler. Önce fon şirketi KKR, sonra Esas Holding ile bir başka grubun ortaklığı ve sonunda DFDS’e satıldı. O günden bugüne, mesleği yapanlar olarak öyle bir hale geldik ki, bu hattın müşterisiyiz ama dezavantajların yaşandığı başka firmaların öne çıkarıldığı durumları gördük. Biz şu an rekabet olsun diye hem DFDS, hem de Grimaldi ile çalışıyoruz. Bence olması gereken de bu. Kendi aralarındaki rekabet benim dışımda, ama ben de kendi rekabetimi düşünmek zorundayım. Nerede uygun navlun bulursam orada olmalıyım. Çünkü, bu iş artık öyle bir hale geldi ki, Ro-Ro firmasından elde edebildiğin fiyatlarla savaşabiliyorsun. Yoksa, şu şartlarda ayakta durup mücadele edebilmek gerçekten çok zor. Bence iki ayrı Ro-Ro tercihiyle dengeli bir durum yaşıyoruz. Biz nakliyeci olarak kendi menfaatimizi düşünmek zorundayız. Ben eski günlerdeki gibi UND, UTİKAD gibi derneklerin daha aktif olmasını ve Türk nakliyecisini bir araya getirmesini isterim. DFDS, dün akşam Münih’de tüm nakliyecileri biraraya getirerek bir yemek organize etti. Bu toplantıyı Ro-Ro firmasının değil de, derneğimizin düzenleyerek nakliyecileri bir araya getirmesini arzu ederdim. Tabii ki, rekabet yapmalı ama bunu tatlı bir şekilde sürdürmeliyiz. Çünkü, yabancı yatırımcı geldiğinde yalnızca kendi menfaatini düşünüyor. Yaptığımız meslek zor, iş az rekabet inanılmaz boyutlarda öyle olunca da, rekabetin boyutu kötü yerlere gidiyor. Birbirimize zarar verebilecek noktalara gitmesini ancak güçlü bir dernek yapısı önleyebilir. Koruyucu, kollayıcı herkesi birleştirici bir konumda yer almasını, Ro-Ro firmalarına karşı bizi derneğin temsil etmesini doğru buluyorum. Biz, şu an kendi kendimize iki firmayla da işimizi yürütmeye çalışıyoruz. Dernek, güçlü bir pozisyon alsa, bu kadar faal olmamız da gerekmez.”
Selçuk ONUR – LOJİPORT / MÜNİH