Türkiye Teminat Sistemi, hakkaniyet talep ediyor

 

4.06.2025 08:04:11



Türkiye teminat sisteminin iki önemli firması, SGS ve OREGON Gümrük Kanunu’nun 235/5 maddesinden kaynaklanan yaptırımlara haksız yere maruz kaldıklarını savunuyor. İki kuruluşun ortak görüşü: Cezayı hak edenin ödemesi.

Türkiye’nin transit taşımacılıktaki avantajları akamete uğrama riskiyle karşı karşıya. Türk teminat sisteminin iki önemli firması kendilerine kesilen ve kesilebilecek ölçüsüz cezaların sektörü çıkmaza sürükleyebileceğini öne sürdü. Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen Transport Logistics Fuarı’nda ziyaret ettiğimiz iki firmanın yöneticilerine Gümrük Kanunu’nda yer alan maddeyle ilgili görüşlerini sorduk.Oregon Teknoloji Genel Müdürü Selçuk Yılmaz, transit taşımacılıkta teminat sistemine kesilen ve kesilebilecek ölçüsüz cezaların sektörü çıkmaza sürükleyebileceğini belirtti. Yılmaz, “Cezayı hak eden ödesin. Ama sistemin yükünü hatasız çalışan firmalar ödemesin” çağrısında bulundu.

Oregon Teknoloji Genel Müdürü Selçuk Yılmaz, transit taşımacılıkta teminat sistemine yönelik ceza uygulamalarının ölçüsüz olduğunu ve sektörün gelişimini kapattığını söyledi. “Ben şu malı taşıyorum, kaybolursa teminat sistemi ödemeye hazır. Ama mal farklı çıkarsa sorumluluk teminat sistemin değil,” diyen Yılmaz, mevcut sistemde sorumluluğun hatalı bir şekilde teminatçıya yüklendiğini ifade etti.

Yılmaz, yüklemelerde teminatçının taşıma sürecine doğrudan müdahil olmadığını belirterek, “Taşıyıcı malı beyanına göre, teminat sisteminin çalıştığını, lojistik sistemi buna göre oluşuyor ve operasyonlarını sürdürüyor” dedi. Gümrük idarelerinin, sorumlu tarafı araştırmak yerine “karşısında bulduğu teminatçıya” doğrudan ceza kestiğini savundu.

“Cezalar Caydırıcı Olmaktan Çıkıyor

Yılmaz, “Altı yüz milyon TL ceza mı olur? Sektörde kazanılan para ortada. Bu ceza ölçüsüz. Tüm yük, hiçbir suçu olmayan teminatçıya yükleniyor,” ifadelerini kullandı. Söz konusu uygulamanın dünyada örneği olmadığını vurgulayan Yılmaz, bu durumun ithalat tarafında daha da sorunlu hale geldiğini söyledi. Yılmaz, T1 sisteminin bu haliyle sürdürülemez boyutlara gelebileceğini vurguladı.

“Transit Potansiyelimizi Kaybediyoruz”

Türkiye’nin transit taşımacılıktaki avantajlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Yılmaz, “Biz belge üzerinden işlem yapmazsak bu havuz yönetilemez. Yüklemeye fiilen nezaret edecek kapasite hiçbir sistemde yok,” dedi. Sorunun temelinde cezaların muhatabının doğru tespit edilmemesi olduğunu vurguladı.

Selçuk Yılmaz, mevcut düzenlemenin yurtdışından gelen kötü niyetli aktörlerin işini kolaylaştırdığını belirterek, “Vergisi yüksek olan mal yerine düşük vergili ürün beyan edilip, içeri daha pahalı ürün sokuluyor” açıklamasında bulundu.

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235/5 maddesi, transit taşımalarda usulsüzlükleri düzenlemek amacıyla ikiye ayrılarak hafifletilmeye çalışılmıştır. Ancak günümüz koşullarında, neredeyse tüm ithal eşyalarının bir müsaadeye tabi olması nedeniyle, cezalar gümrüklenmiş değer üzerinden hesaplanmaktadır. Bu durum, orantısız derecede yüksek cezalara yol açmaktadır. Özellikle, beyan oluşturulurken yapılan küçük bir hata veya yanlışlık, bir malın beyan edilmemesiyle sonuçlandığında, çok büyük cezalar gündeme gelmektedir. Bu durumdan hem asıl sorumlular hem de nakliyeci firmalar ciddi şekilde olumsuz etkilenmekte, sektör için büyük zorluklar yaratmaktadır. Bu tür cezalar, yalnızca cezalandırma amaçlı olmaktan çıkarak ekonomik ve sosyal sorunlara yol açmaktadır. Örneğin, yüksek ceza yükümlülükleri nedeniyle firmaların faaliyetlerini durdurması veya kapanması söz konusu olabilmekte, bu da sektörde işsizliğe ve geniş kapsamlı sosyal yaralara neden olmaktadır.

Gümrük Kanunu’nun 235/5 maddesi kapsamında yapılan düzenlemeler, sektör açısından önem arz etmektedir. Ancak, mevcut düzenlemelerin oldukça ağır şartlar içermesi, asıl sorumluların bir araya gelerek bu konuyu derinlemesine değerlendirmesini gerektirmektedir. Bu bağlamda, bir çalıştay veya arama konferansı düzenlenmesi faydalı olacaktır.

Söz konusu düzenlemede, asıl sorumluların mali sorumluluğu malın vergilerine yöneliktir. Bizler de ilgili ülkenin mali zarar görmemesi adına gerekli teminatları sağlıyoruz. Ancak, zaman zaman yaşanan durumlarda tüm yükün aracı kurumlar veya taşımacılar üzerine bırakıldığına şahit oluyoruz. Bu gibi durumlar, tarafların hem maddi yükümlülük altına girmesine hem de ödenen tutarların geri alınamaması gibi sorunlara neden olmaktadır.

“Sorumluluklar Net Bir Şekilde Tanımlanmalı”

Elbette kuralların caydırıcılığı önemlidir, ancak sorumlulukların net bir şekilde tanımlanması büyük önem taşımaktadır. Süreçlere katkı sağlayan tarafların, ciddi zararlarla karşılaşmadan çözümler üretebilmesi gerektiğine inanıyorum.

Operasyon süreçlerimizde, beyanlar genellikle müşteriler tarafından oluşturulmakta ya da operasyon ekibimiz gerekli belgeleri iletmektedir. Ancak, aracı kurum olarak, yükleme sırasında malı görmemekte ve yükleme sürecine nezaret etmemekteyiz. Bu durum, beyanın hazırlanmasında bize iletilen belgelerin doğruluğunu kabul etmek zorunda olduğumuz anlamına gelmektedir. Eğer belgelerde hata varsa, bunun sorumluluğunun yalnızca aracı kurumlara yüklenmesi hakkaniyetli değildir. Aynı şekilde, taşımacılar da teslim aldıkları malı genellikle kapalı kutu ya da palet içerisinde teslim almakta ve CMR kuralları gereği yalnızca özel şartlar altında müdahalede bulunabilmektedir.

“Cezalar, Detaylı Analizin Ardından Verilmeli”

Örneğin, tamamen bir yazım hatasından kaynaklı olarak yüksek borçlar ortaya çıkabiliyor. Bu tür olaylarda, herhangi bir usulsüzlük unsuru bulunmamasına rağmen ağır cezalarla karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle, kamu otoritelerinin ceza uygularken olayları detaylı bir şekilde analiz etmesi ve gerçekten ceza gerektirip gerektirmediğini dikkatle değerlendirmesi büyük önem taşımaktadır.

Sektörün de Gümrük Kanunu’nun 235/5 maddesinin sonuçlarına dair bilinç düzeyinin yeterli olmadığını değerlendiriyorum. Bu bağlamda, taşımacıların ve diğer paydaşların kendilerini koruyacak önlemleri alabilmeleri adına risk analizi süreçlerine ağırlık vermesi gerektiği kanaatindeyim. Kurallar ve cezalar elbette gereklidir, ancak sorumlulukların açık ve kesin sınırlarla belirlenmesi, sektörün sağlıklı bir şekilde işlemesi açısından elzemdir.

235/5 madde ne diyor?

Türkiye gümrük bölgesine getirilen ve transit rejim beyanında bulunulan serbest dolaşımda olmayan eşyanın, beyan edilenden belirgin bir şekilde farklı cinste eşya olduğunun tespit edilmesi halinde, farklı çıkan eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verileceğini belirtir.

LOJİPORT - MÜNİH