| |
"CMR SİGORTASI LUTZ İLE BAŞLADI"
|
|
"CMR sigortası Lutz ile başladı"
Firmalarının hizmetlerine 45 yıl önce başladığını ifade eden Lutz Türkiye’nin en tepedeki iki kurmayı Tamer Kılıç ve Boğaç Üçer, yaptıklarının satıştan çok danışmanlık olduğunu söylüyor ve ekliyor: Türkiye de CMR sigortası LUTZ ile başladı.
Uzmanlıkları CMR satışı ve danışmanlığı olan hemen her Türk nakliyecisinin en az bir kere yolunun kesiştiği Lutz Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin iki önemli tepe yöneticisine rastlıyoruz Münih’teki Transport ve Logistics fuarında. Biz görmeyeli, kariyer basamaklarını hızla tırmanmış bu ikili. Tamer Kılıç, Türkiye’deki Lutz Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin yönetim kurulu başkanlığının yanı sıra, Avrupa’daki grup şirketlerinin başına da eş genel müdür olarak atanmış. Yani Avusturya, Bulgaristan, Romanya, Polonya, Slovakya, Çek Cumhuriyet ve Yunanistan’dan da ondan soruluyor. Boğaç Üçer ise geçen yıldan bu yana Lutz Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü olarak görev yapıyor.
Tamamiyle lojistik sektörüne hitap eden bir hizmet veriyorlar. Lojistik sektörünün de taşıyıcı sorumluluk tarafındalar. Lutz, Türkiye’deki faaliyetlerine tam 45 yıl önce başlamış. Günümüze kadar da ulaşabildiklerine göre çok da sorunlu işler yaşanmamış o tarafta.
tamer-kilic-bogac-ucer-1.jpeg
Boğaç Üçer ve Tamer Kılıç, Münih Transport ve Logistics Fuarı nda objektifimize poz verdi.
“BÜTÜN MESELE, SONUÇLARIYLA KARŞILAŞMADAN ÖNLEM ALABİLMEK”
Kendilerinin de nakliyecilikten geldiğini vurgulayan Kılıç ve Üçer, aynı dili konuştukları nakliyecilerle ilgili şu tespitlerde bulunuyor:
“Taşımacıların yaşadığı zorluklar olduğunda, biz de o zorluklara adapte olmaya çalışıyoruz. Bazen de nakliyecileri yönlendirmemiz gerekiyor. Çünkü müşterilerimiz, nakliyeci ya da forwarder olabilir bazı risklerden bazen daha geç haberdar olabiliyor. Biz satış-pazarlama yapmıyor, aslında bir danışmanlık hizmeti veriyoruz. Biz danışmanlığımızı ne kadar iyi yapabilirsek müşterimiz de, seçenekleri o kadar iyi değerlendirebilir. Çünkü, genelde deneyimleyerek öğreniyoruz. Sonuçlarıyla karşılaşınca da finansal kayıplar yaşanıyor. Biz de, güvenilir bir danışmanlık hizmeti vermeye çalışıyoruz.”
“TÜRK NAKLİYECİSİ NEREDE SORUN YAŞIYORSA ORADA ÇÖZÜYORUZ”
Almanya merkezli Ecclesia grubunun bir parçası olduklarının altını çizen Tamer Kılıç, “Ecclesia, bir süre önce Schunk grubunu satın aldı. Schunk, 100 yıldır brokerlik yapıyor. Yeni yapıyla birlikte çok daha geniş bir coğrafyaya ulaşma imkanı elde ettik. Örneğin benim şirketimin Bulgaristan’da kaskoya, CMR’ye onun dışında Siber’e ihtiyacı var. Biz bunları bilgi merkezlerimiz aracılığıyla getirip müşterimize sunabiliyoruz. Grubun gücünü burada da kullanıyoruz. Özellikle Avrupa’da yatırım yapan Türk nakliyecilerin bir ihtiyacı varsa, Almanya’da, Polonya’da, Romanya’da vb yerel dilde hizmet verebiliyoruz” diye konuştu.
DOĞRU SİGORTA VE DOĞRU SEÇİM
Nakliyeci, çalışacağı sigorta şirketini seçerken nelere dikkat etmeli ve hangi kriterleri gözetmeli sorumuza ise Kılıç ve Üçer’in yanıtları şöyle oluyor: “Seçim yaparken tabii ki fiyat önemli ama fiyat odaklı bakmamalarını öneririm. Seçeceği sigortacının da deneyimli ve bilgili olup olmadığını test etmeleri gerekir. İkimiz de nakliyecilikten geliyoruz. Eskiden gerçekten herkes fiyat odaklı yaklaşıyordu. Artık geçtiğimiz 20 yılda CMR çok gelişti. Lutz olarak yıllarca, davaları Yargıtay’a kadar taşıyıp CMR Konvansiyonu’nun hukuken de uygulanmasını sağladık. Niye modeli düşük bir kamyonla taşıma yapmak yerine en modern, teknik donanımı en yüksek araçlarla taşıma yapıyorlar, çünkü bununla gurur duyuyorlar. O halde poliçenin de en modernini seçmen gerek. Son yıllarda herkes finansal okuryazarlıktan söz ediyor. Evet bize güvenecek ama biraz da okumalı. Bu beyazdır diyorsam, benim dediğimle yetinmemeli kendi de görüp beyaz olduğuna emin olmalı. Çünkü her sektörde var olan kara koyunlar sigortacılık sektöründe de olabilir. Bir kişinin verdiği kötü bir danışmanlık, ‘sigortacılar zaten güvenilir değil’e dönüşebilir. Bir poliçe alıyorsan, içeriğine de mutlaka bakmalısın. Biz müşterimize nelerin ödendiğini söylemeyiz, nelerin ödenmediğini söyleriz. Çünkü, yükümlülük ihlali denilen bir durum var. Yükümlülüğü ihlal edersen ödenmiyor. Biz normalde müşterilerle yaptığımız görüşmeleri rapor alıp firmalara yazılı olarak göndeririz. Böylece sorunla karşılaşıldığında bana bunu söylemedin denilirse, söylediğimizi ispat edebiliriz. Söz uçar, yazı kalır. İsmini korumanın tek yolu işini düzgün yapmaktan geçer.”
Selçuk ONUR – LOJİPORT / MÜNİH |